Etkili Linkedin Kullanımı – İçerik Oluşturma Rehberi

LinkedIn, bütün iş profesyonelleri veya iş hayatına yeni başlayanlar için iş aramanın dışında eğitim, kişisel gelişim ve networking (profesyonel ağ oluşturma) açısından iş hayatının sosyal mecrası olarak büyük bir öneme sahiptir.

200 üzeri ülkede 1 milyar profesyonel üyesi bulunan Linkedin, dünyanın dört bir yanında hem markalar hem de kişisel markasını oluşturmaya çalışan profesyoneller tarafından kullanıyor.

Şahsen yeni kişilerle tanışmayı ve ağ kurmayı seven, kişisel ve mesleki gelişimimi ciddiye alan biri olarak LinkedIn’de çok zaman geçiriyorum. Yeni trendleri takip etmek, benzer kariyer hedefleri olan kişilerle bağlantı kurmak, etkileşime geçmek, öğrenmek, öğrendiğimi paylaşmak ve kişisel markamı oluşturmak için LinkedIn’in harika bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Bir dijital pazarlama uzmanı olarak benim için LinkedIn, iş dünyasının dijital vitrini ve profesyoneller için bir sosyal ağ olarak en etkili platformdur.

Özellikle dijital pazarlama ve satış alanında çalışanlar potansiyel alıcılarla etkileşime geçmek, eğitmek ve satış fırsatları yaratmak için Linkedin paha biçilmez bir mecra.

Nasıl ve nereden başlayacağınıza dair Linkedin tarafından yalnızca davetle verilen Top Voice‘lar yani kanaat önderleri ve platformun ekosisteminin doğası gereği son 3-4 yıldır hayatımıza giren Linkedinfluencer‘lar size kılavuzluk edecektir.

LinkedIn’in Potansiyeli 🚀

Kendi deneyimime dayanarak kullanıcıların %30-40‘lık bir kısmının sadece iş aramak ve yeni işe başladığını duyurmak (ve bir sonraki iş duyurusuna kadar sırra kadem basmak) gibi amaçlarla kullanıldığını söyleyebilirim.
İK tarafında zaten doğası gereği işe alım yapmak için kullanımı doğal olarak yaygın. 🤷🏻‍♂️

Aşağıdaki istatistiklere bakacak olursak hem karar vericilere hem de satın alma sürecine etki eden departmanlara (buying committee) erişme noktasında doğru bir mecra olduğunu anlayabiliriz.

Linkedin Hakkında Bazı İstatistikler:

• LinkedIn kullanıcılarının %16’sı LinkedIn’i her gün, %49’u ayda bir kullanıyor. (Amerika)
• Kayıtlı kullanıcıların ortalama %30-35’i aylık aktif kullanıcı.
• Ortalama bir LinkedIn kullanıcısı platformda 7 dakika 42 saniye geçiriyor.
• 65 milyondan fazla karar verici LinkedIn’de.
• LinkedIn kullanıcılarının %60’ı 25 ila 34 yaş grubuna ait

Daha fazlası için aşağıdaki rapora göz atabilir veya Kepios’un raporunu inceleyebilirsiniz.

Kaynak: Linkedin, Datareportal.

2024 itibariyle Linkedin, kendi influencer (Insider / Expert) ekosistemine sahip. Sertifikalı “Insider” ve “Expert” ünvanına sahip bu kullanıcılar için LinkedIn, gelirlerinin bir kısmını veya tamamını elde ettiği önemli kanallar arasında.

Ben de LinkedIn’in sertifikalı insider’ları arasındayım. Linkedin’i kişisel veya işletmenizin markalaşma çalışmaları için (organik veya ücretli) bir mecra olarak düşünüyorsanız, Linkedin Marketing Labs tarafından hazırlanmış bu harika eğitim serisini* incelemenizi öneririm.

İlginizi Çekebilir:

Dijital Pazarlama ve LinkedIn

LinkedIn, B2B dijital pazarlama noktasında talep oluşturmak için kişisel marka oluşturma (personal branding) aracılığıyla yapabileceğiniz çok güçlü ve etkili bir mecra.

Platformda uzun süredir aktif vakit geçiren ve içerik üreten birisi olarak benim düşüncem; özellikle B2B firmaların ve ajansların potansiyel müşterisine ulaşma, etkileşime geçme ve neticede satış sürecine etki etme noktasında etkili bir mecra olduğu yönünde. Bunun sebebi uzun satış süreleri.

B2B’de genelde aylar süren uzun satın alma yolculuğu, şirketlerin hedef kitlelerine birden fazla defa temas etmesini gerektirir. Bunu gerçekleştirirken hem çeşitli medya tipinde hem de farklı mecralarda ücretli veya organik yollarla dijital temas halinde olmalıyız.

İşte tam bu noktada B2B pazarlama operasyonlarınıza yeni bir dijital pazarlama kanalı olarak Linkedin, hem profesyonel bağlamıyla diğer birçok sosyal mecradan ayrışır, hem de iş dünyasındaki profesyonelleri hedefleme noktasında Google görüntülü ağından çok daha etkili bir mecradır.

Benim için Linkedin’in dijital pazarlamadaki alâmet-i fârikası:

Yukarıda bahsettiğim gibi B2B’de bir ürün veya hizmet satın almak için henüz satın almaya hazır olmadığımız fakat kategoriyi araştırma, keşfetme ve değerlendirme aşamasındayken birtakım içerikler tüketiriz, sosyal kanıt ararız ve bu süreçte bazı içerikler tüketiriz.

Bu içeriklerin bazıları bize kendi gelir (outbound), bazılarına ise biz gideriz (inbound).

Bu durumda kullanıcı keşif aşamasında Google gibi bir arama motoru üzerinde arama yapıp teklif isteme > teklif alma > tanışma > sunum > değerlendirme gibi bir sürece girer fakat bu senaryoda bazı tehdit unsurları bulunur: Güven ve uzmanlık.

Firmasını emanet edeceği bu ekip söz konusu hizmetler için ne kadar güvenilir? Bu kişiler işinde ne kadar iyiler? Konusunda uzmanlar mı yoksa ortalama mı?

“Ortalama” kimsenin kendine yakıştırmadığı bir statüdür. Hiçbir işletme sahibi firmasını ortalama kişilerin eline bırakmak istemez.

İşte bu noktada, markanızın, ürününüzün veya kendinizin ortalama olmadığınızı kanıtlayabilmeniz, uzmanlığınızı ve ilgili konuda bilgi sahibi ve güvenilir olduğunuzu sergilemeniz için LinkedIn ✨ harika bir fırsat.

Özellikle diğer sosyal mecralara göre size sunduğu profesyonel bağlam sayesinde…

Yukarıdaki senaryoda, potansiyel müşteriniz sizinle hiç iletişime girmeden, yalnızca profilinize giderek sizin hakkınızda ve içeriklerinize göz atarak size dair birçok bilgiye sahip olur; konuya olan hakimiyetinizi, yaptığınız işleri, başarılarınızı ve uzmanlığınızı öğrenir, güven duyar.

Yabancılaşma etkisi ortadan kalkar.

Google aramasıyla kafasında beliren soru işaretleriyle birtakım toplantılar yapma senaryosunda bulunan endişe ve tehdit unsurları bu durumda ortadan kalkmış olur. Hangi uzmanlık seviyesindeki kişilerle çalışacağını bilir ve inşa ettiğiniz otoriteye istinaden bir “güven” algısı oluşur.

Dolayısıyla Linkedin, dijital pazarlama süreçleri ve satış / pazarlama hunisine etki etmeniz yani talep oluşturmanız noktasında hem kişisel hem de markanız açısından değerlidir.

LinkedIn’deki Farklı İçerik Üreticiler

LinkedIn’de birçok farklı perspektifte ve amaçla paylaşımlar yapılıyor. Fakat her paylaşım içerik niteliği taşımıyor, zira burada spektrum çok geniş.

Yeni mezun genç bir arkadaşın ilk işine başladığını duyurmasından tutun da, alanında uzman bir profesörün Google’ın üçüncü parti çerezleri sonlandırma kararından vazgeçmesinin reklamcılık sektörünü ve reklam verenleri nasıl etkilediğine dair makalesine kadar çeşitli türde içeriğin bulunduğu bir mecra Linkedin.

Öte yandan platformda çeşitli rozetler ve bunları taşıyan içerik üreticileri bulunuyor. Ortak makaleler katkıda bulunarak herkesin kazanabileceği Topluluk Top Voices Rozeti (Altın Rozet) veya yalnızca davetle alınabilen ve kanaat önderlerine & liderlere verilen Top Voices Rozeti (Mavi Rozet) gibi rozetler bulunuyor.

Linkedin ekosisteminin doğası gereği planlı bir içerik planıyla karşımıza çıkan Linkedinfluncerlar da platformun öne çıkan içerik üreticileridir.

Gelin öncelikle tüm bu rozetleri ve Linkedinfluencer’ları tanıyalım.

LinkedIn’de Top Voice, Topluluk Top Voice ve Linkedinfluencer’lar dışında farklı seviyede aktif olan kullanıcılar bulunur.

Aktif LinkedIn Kullanıcısı: Yorum yapan, etkileşime giren ve belirli aralıklarla paylaşım yapan Linkedin kullanıcıları.

Linkedin İçerik Üreticisi: Etkileşim ve yorumların yanı sıra yenilikler, haberler, sektörel güncellemeler ve uzmanlığı dikeyinde normal bir aktif kullanıcıya göre daha sık paylaşımlar yapar.

Linkedinfluencer: Platformda takipçi sayısını ve etkileşimi artırmaya yönelik, daha taktiksel ve planlı paylaşımlar yapar ve bununla ticari amaç güdebilir.

Yönetici Markası Oluşturma: Bir marka veya şirketi temsilen paylaşımlar yapıyor olsa da, şirket-üstü daha geniş bir pazara (sektör geneline) hitaben görüşünü paylaşır. Şahsi itibarın yanı sıra ticari (transactional) amacı olabilir.

Kanaat Önderi: Bir alanda kanaat önderi kabul edilen bu kişiler trendler ve kategori genelinde daha derinlemesine analizler ve paylaşımlar yapar. Genelde teknolojik ve sektörel gelişmelerin erken benimseyicileri (early adopter) olarak paylaşımlarda amacı kitleleri bilgilendirmek ve eğitmektir.

Bunun nedeni; ürün & hizmetleriniz ile ilgili potansiyel alıcılara erişmek, merak uyandırmak, etkileşime girmek, potansiyel alıcıların aklında yer edinmek; yani talep oluşturmak, tanışmak, talep toplamak ve satın alma sürecine etki etmek istiyorsanız Linkedin üzerinde bunu aktif ve etkili bir içerik planı yoluyla yapabilirsiniz.

Siz hangi aşamada olduğunuzu belirleyip bir sonraki aşama için Linkedin’i etkili kullanma ve profesyonel büyüme hedefiniz doğrultusunda içerik üretmeye başlayabilirsiniz.

LinkedIn’i Etkili Kullanma

Platformdan maksimum faydayı edinmek ve fırsat avantajı sağlamak isteyen profesyoneller için etkili kullanım ve içerik üretimi şart.

Fakat Linkedin’i etkili kullanmak, elde etmeye çalıştığınız sonuca göre farklılık gösterir.
Takipçi? Bilinirlik? Kanaat önderliği? Müşteri? Yeni bir iş?

Linkedin’i etkili kullanmak için amacınız her ne olursa olsun, (iş / eleman arama hariç) bunun çıktısı daima “içerik” olacaktır.
İçeriğin oluşması için de 3 temel adım bulunuyor:

1. Şu anda bu yazıya ilgi göstererek kanıtladığınız ve “Linkedin’de X yapmak için ne yapmalıyım?” sorusuna cevap aramak yani harekete geçmek.
2. Bu araştırmanız sonucu yapmanız gerekenler için zaman ayırmak ve üretime başlamak için içerik planı oluşturmak. (Bu yazıda bunu nasıl yapacağınıza değineceğim.)
3. Kafanızda oluşan planı aksiyona dökmek.

LinkedIn’de İçerik Üretme

Linkedin’de içerik üretmeye bir yerden başlamak gerekiyor ve erken aşamalarda el yordamıyla yaptığınız paylaşımlar sizi muhakkak bir noktaya kadar getirecektir. Uzmanlığınızı ve özgünlüğünüzü kattığınız her tür içerik alıcısını bulacak ve karşılık görecektir.

İçerik üretmenin 4 temel adımı bulunur. Bunlar; fikir, üretim, medya ve formatlama.

İçerik Fikri: İçerik üretirken “fikir” noktasında problem yaşıyorsanız, ya bir uzmanlığınız yoktur ya da düşündüğünüz kadar uzman değilsinizdir. Çünkü Linkedin’e konu bir içerik çıkarmak için fikir aşaması en kolayı. Bunun için günlük iş akışınıza ve e-postalarda en sık çözdüğünüz problemlere göz atın.

Üretim & Medya: İlk önce planınızı ve düşüncenizi yazıya dökün. Akabinde fikrinizi sunacağınız içerik türünü belirleyip o formatta üretmeye başlayın. Veya doğaçlama videolar çıkarabiliyorsanız ve bu bir karşılık buluyorsa direkt kamera karşısına geçip başlayın.

İçerik Formatı: Video için nasıl cut’lar kullandığınız, nasıl bir açı ve ışıkla çektiğiniz kadar yazılı içeriklerde de yazıyı nasıl formatladığınız çok önemlidir.

Doğru formatlama içeriğinizin okunabilirliğini artırır.

Tebrikler! İçeriğiniz paylaşmaya hazır. 🎉✨

Yukarıdaki üretim aşamasını geçtikten sonra bu işi istikrarlı bir şekilde sürdürmek ve ölçeklemek için her şeyden önce disiplinli olunmalıdır.

Belirli bir noktaya geldikten sonra Linkedin içerik üretimini ölçeklendirmek isteyenler için önerilerim şu şekilde:

Disiplin

İstikrar sadece Linkedin’de içerik paylaşmak için değil hayatın her yerinde önemlidir.

Eğer Linkedin’de bir amaç doğrultusunda içerik üretmek ve paylaşmak istiyorsanız bunu bir alışkanlık haline getirin. Gününüzün erken saatlerinde veya gün içerisinde belirli bir dilimde gerçekleştireceğiniz eylemler haline getirin. Bunu bir rutin olarak edinin.

“Her sabah 20 dakika ilgimi çeken içerikleri okuyacağım.”
“Ardından, hazırladığım içeriği paylaşacağım.”
“Bir sonraki içerik için fikirler çıkaracağım / veya düşüncelerimi yazmaya başlayacağım.”
“Ağımdaki kişilerin paylaşımlarıyla etkileşime geçip en az 2 gönderiye anlamlı yorum yapacağım.” (“Tebrikler, teşekkürler, başarılarınızın devamını dilerim.” demenin dışında.)

Özgünlük

Kendiniz Olun.

Eğer zaten online mecrada kendinizden farklı bir personanız varsa burada devam ettirebilirsiniz belki fakat iş dünyasının sosyal mecrası olan Linkedin’de orijinal olmak yani kendiniz olmak daha etkili olacaktır.
Özgünlük çok önemlidir.
Dolayısıyla size ait olan ve sizden gelmesi beklenen türde ve özgün içerikler üretmeye odaklanın. Bunun için konunun kaynağına gidip akabinde kendi düşüncelerinizi ve sırasıyla dünyayı > iş dünyasını > sizin işinizi > rutininizi nasıl etkileyeceğini düşünüp onu yazıya dökün.
Örneğin, ben bir dijital pazarlama uzmanı olarak satış konusunda içerikler paylaşmıyorum. Veya herkesin hakkında konuştuğu bir haber içeriğine (Örn; “Aman Allah’ım Instagram yasaklandı!”) dair konuşulan ortak düşünceye zıt veya farklı bir görüşüm yoksa paylaşım yapmıyor, belki “repost” ediyorum.

Yani kısaca hedef kitlenizin yararlı ve ilham verici bulacağını düşündüğünüz size özgü konulara dayalı içerik oluşturun.

Medya

Sadece yazı formatında da içerik paylaşarak etkileşim alabilir ve ağınızı genişletebilirsiniz.

Fakat görsel olan gönderilerin çok daha fazla etkileşim alması işin doğası gereği çok normal ve bunu kanıtlayan birkaç vaka çalışması da var.

(Bu yazıyı yazarken kaynakları bulamadım ve vakit kaybetmemek adına yazıma devam ediyorum. 🙂 Bulunca ekleyeceğim. Parantezi kapat.)

Etkileşim

Etkili Linkedin kullanımına başladıktan sonra içeriklerinizin kalitesini değerlendireceğiniz ve işe yarayıp yaramadığını anlayabileceğiniz en önemli ölçüt (metrik) budur.
Bu metriğin artması ve daha fazla erişim/gösterim edinebilmeniz için paylaşımlarınıza ilgi gösteren kişilere yanıt verip etkileşime geçin. Böylece erişiminizi artırır ve akışınızı zenginleştirirsiniz.
Bunun gerçekleşmesi için paylaşımın etkileşime açık olması ve buna davet edici türde olması önemlidir.
Bu noktada içeriğinizin kapalı devre değil, dış dünyaya ve etkileşime açık türde gönderiler olması alacağınız sonuçları artıracaktır.

Yorum Yapma

Linkedin’de hem potansiyel müşterilerinizin gönderileri altında hem de benzer sektörlerde işinizle ilintili paylaşımlara anlamlı ve katma değerli yorumlar yapmak da bir tür içeriktir.

Çünkü sizin ağınızda olmayan birinin ağındaki kişiler yorumlara gidip konu hakkında uzman görüşü arayabilir. Yaptığınız yorumu beğenen kişi profilinizi ziyaret edip bağlantı isteği gönderebilir. (Bunun için profilinizin optimize edilmiş olması gerekir. Nasıl yapılacağını aşağıda anlatıyorum.)

Şahsen en çok takipçi edindiğim ve paylaşımlarımın gösterimini artıran ikinci yöntem bu yorum tekniği diyebilirim.

LinkedIn İçerik Planı Oluşturma

Tıpkı bir markanın ürün ve hizmetlerine dair sosyal medyada yapması gereken ideal paylaşım planı gibi sizin de Linkedin’de bir içerik planı oluşturmanız gerekir. Buradan sadece bir excel’de hazırladığınız takvim içerisine tarihler, günler ve içerik konusunu yerleştirmekten bahsetmiyorum.

Hedef kitlenizi tanımak, çeşitli içerikleri test etmek, çalışanları çoklamak ve platformda aktif olmak gibi aslında markaların da yapması gereken faaliyetleri kişisel olarak yürütmekten bahsediyorum.

Başlangıç

Linkedin’de içerik üretmeye henüz yeniyseniz, öncelikle çeşitli formatta ve dikeyde içerikler paylaşıp kitlenizin nabzını ölçün. En çok beğenilen gönderilerinizi inceleyip medya tipi, (video, görsel, yazı vb.) konu başlığı (uzmanlığım, iş dünyası, sektörel güncellemeler vb.) ve paylaşım türü (anket, makale, soru-cevap vb.) gibi farklı boyutlarda içeriklerinizi analiz edin.

Daha sonra o türdeki içeriklere akışınızda daha sık yer vermeye çalışın.

Örneğin, benim kendi gönderilerim için yaptığım (2023 yılını kapsayan) analiz sonucunda, aynı/benzer konuya ait içeriklerde görseli olan paylaşımların daha fazla gösterim ve etkileşim aldığını; repost yaptığım gönderilerin ise tam zıttı şeklinde sonuç getirdiğini gördüm.

Yeri ve zamanı geldiğinde yine repost yapmaya devam ettim fakat genelde konu hakkındaki görüşümü destekleyen bir görsel tasarlamayı tercih ettim.

Son dönemde Linkedin’in videoları öne çıkarmasıyla birlikte elimde materyal oldukça video üretmeye çalışıyorum. (Ağustos 2024)

Odaklanın / Niş Seçin

Özellikle belirli bir otoriteye ve bilinirliğe sahip olduktan sonra genel geçer ve jenerik ifadelerden uzak durun. Sıradan ve jenerik olmak, içeriğin kalbinde olan ana mesajda sizi aynılaştırır, farklılaştırmaz.

“Google’da veya ChatGPT’ye sorarak edinebileceğim bir bilgi için sana neden ihtiyacım olsun?”

Bu söylediğimden yaygın konular hakkında içerik üretmeyin gibi bir sonuç çıkmasını istemem, eğer ki B2B veya e-ticaret özelinde “performans pazarlama ve dönüşüm oranları” gibi nispeten genel bir konuda size özgü bir görüş paylaşıyorsanız, bu gayet karşılığı olan ve ilginç bir içerik olabilir.👍

Bağlam

İçerik planınızın bu aşamasında, ağınızdaki kişilerin siz ve hizmetleriniz arasında zihinsel bir bağ kurmasına yönelik içerik üretmeye çalışın.

Paylaşım türünüz ne olursa olsun potansiyel alıcınızın problemine (yani endirekt olarak ihtiyacına) veya sizin akılda kalmak ve hatırlanmak istediğiniz o öbeğe odaklanın.

Bunun sonucunda kişiler “Gökhan = Linkedin Reklamcılığı” veya “Ali = Performans Pazarlama” gibi hatırlanmanızı sağlayacak etiketleme yapar ve zihinlerde yer edinmenizi sağlar.

Neticede amme hizmetinden ziyade bir hedef doğrultusunda harcanan kaynaklar söz konusu. Konudan konuya zıplayan ve genel geçer ifadelerle bağlam oluşturamazsınız. Haber sitesi değilsiniz.

İçerik Çoklama (Repurposing)

Nitelikli içerik üretme konusunda çıkmaz veya tekrara düşme konusunda bir endişe yaşıyorsanız, imdadınıza “repurposing” denilen mevcut içeriğinizi, örneğin medya tipini değiştirerek, yinelemek yetişir.

Bunu nasıl yapabilirsiniz?

• Uzun ve zamanla eskimeyen (evergreen) içeriklerinizi parçalara bölerek
• Bir içeriğin formatını veya medya türünü değiştirerek
• Aynı konuyu farklı bir başlangıç veya bitiş noktasından ele alarak
• Tamamen farklı bir kanalda daha uzun veya kısa şekilde paylaşarak

Örneğin, Linkedin reklamları yazımı öncelikle yeni bir blog yazısı duyurusu olarak bülten abonelerine ve Linkedin ağıma, takip eden günler, haftalar içerisinde çeşitli bölümlerini gönderi olarak paylaştım. 👇🏻

Bunun için yukarıda paylaştığım gibi içerik paylaşmaya başlamadan önce yorum yapma, etkileşimde bulunma ve özgün olma yoluyla başlamalısınız.

Bu çalışmaların yanında kullanıcıların size gelmesini beklemeden, sizin de onlara gitmeniz gerekir. Dolayısıyla Linkedin ağınızı büyütmeyi rutininizin bir parçası haline getirebilirsiniz.

Linkedin’de Ağını Genişletme (Networking)

Profesyonel bağlamda yeni insanlarla tanışırken, ister Linkedin’de olsun ister yüz yüze olsun, bunlara dikkat edin:

Kendinizi tanıtın:

• Siz kimsiniz?
• Ne iş yapıyorsunuz?
• Neden size ilgi göstereyim?

Değer odaklı bir yaklaşım kullanın:

• Sorunlarını çözün.
• Onlara faydalı bir şey gönderin.
• İşlerini/projelerini destekleyin.

Bağlayıcı & aracı olun:

• Ağlarını geliştirmelerine yardımcı olun.
• Yeni kişilerle tanışmaları kolaylaştırın.
• Yeni networking’lere aracı olun.

Çoğu insan bunu beceremez çünkü en büyük derdimiz ve her şeyi çözen süper insan “BEN” odadaysa, diğerlerine imkan ve söz hakkı vermez.

Ama ağ oluştururken doğru olan ben değil, karşımızdaki ve onun faydası üzerine olmalıdır.

Bağlantı isteği gönderdiğiniz kişinin bağlantı talebinizi kabul etme oranını artırmak için öncelikle profilinizi optimize etmeniz lazım. Bu tersi durumda da (yani profilinizi ziyaret eden birisinin size bağlantı isteği göndermesi için de) önem arz eder.

Sizi veya işinizi anlatan anlamlı bir kapak görseli, net göründüğünüz bir profil fotoğrafı ve en önemlisi başlık. Başlık isminizin hemen altında görünen metin alanıdır. Karşı tarafa ne iş yaptığınızı ve uzmanlığınızı basit (veya yaratıcı) bir dilde belirttiğiniz alan.

Linkedin bağlantı talebinizin kabul edilmesi için bağlantı talebinize mesaj ekleyin ve bu mesajı o kişiye göre özelleştirmeye çalışın. Bunun için o kişinin profilini biraz inceleyip ortak ilgi alanlarından veya o kişinin ilgisini çekmesi muhtemel basit bir soruyla neden bağlantı isteği yolladığınızı karşı tarafın anlamasını sağlayın. Veya kendinize dair ve neden bağlantı kurmak istediğinize dair de bir mesaj içerebilir.

Bağlantı isteğinin içerisine bir mesaj yazmazsanız tacizci mi olursunuz? Hesabınızı şikayet mi ederler? Hayır.

Anlamlı networking yapma noktasında küçük detaylar bunlar. Burada elde edeceğiniz sonuç ve başarınız, tek bir şey çok iyi yaptığınızda değil bir şeyi çok iyi yaparak ve onlarca irili ufaklı şeyi de iyi yaptığınızda gelir.

Bağlantı talebi gönderirken yukarıda bahsettiğim mesaj türlerine örnek vermek gerekirse:

Ben ve hizmetlerim perspektifi: “Merhaba Ahmet (veya Ahmet Bey), Linkedin’de performans pazarlama ve Linkedin reklamlarına dair güncellemeler, haberler ve deneyimlerimi paylaşıyorum. İlgini çekebileceğini düşündüm. Bağlantıda olmak ve ağımı sizin gibi profesyonellerle genişletmek isterim.”

O kişiye dair özelleştirilmiş mesaj: “Merhaba X, (X beyin/hanımın sektörüne göz atıp) Y sektöründe pazarlama faaliyetlerinin zor olduğunu biliyorum. Sizce de öyle mi? Yeni müşteri edinimi için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Bağlantıda olmak ve daha fazlasını bilmek isterim.”

Linkedin Etkinlikleri ile Networking

Yukarıda bahsettiğim gibi anlamlı bir bağlantı talebi iletmek için ihtiyacınız olan ortak ilgi alanı yoksa bunu hedef kitlenizi takip ederek biraz yapay da olsa oluşturabilirsiniz.

Linkedin’de ağınızı genişletmek için yukarıdaki önerilere ek olarak uzmanlık alanınızdaki LinkedIn etkinliklerine veya hedef kitlenizin ilgilendiği Linkedin etkinliklerine katılabilirsiniz.

Etkinlik sayfasında bulunan “networking” sekmesinden aynı konuya olan ortak ilginize dayalı bir mesajı ile anlamlı bağlantılar kurabilirsiniz.

Soru – Cevap

Yazı genelinde bir başlık altında yanıtlamak ve uzun uzadıya yazılmayacak kadar kısa konuları aşağıda soru – cevap şeklinde yer verdim.