🎙️ “İçerik Kirliliği ve Sürdürülebilir İçerik Pazarlaması” Yazısını Dinleyin. 🔊

Eminim ki hiçbirimiz tıpkı çevre kirliliğiyle boğulmuş bir dünyada yaşamak istemediğimiz gibi, düşük kaliteli, tekrar eden ve gereksiz içerikle dolu bir web’de gezinmek istemiyoruz.

Bulunduğumuz dijital çağda, internet geniş bir bilgi okyanusu ve içeriğin kral 👑 olduğu bir yer haline geldi. Bununla birlikte, sürekli olarak yeni ve ilgi çekici materyaller üretme telaşının ortasında, gelişen bir sorun peyda oldu: İçerik kirliliği.

Nasıl?

Yapay zekanın yazılı ve görsel içerik üretiminde kullanımının artışı ve yaygınlaşmasıyla birlikte içerik kirliliği ciddi artış göstermiş oldu.

Sürekli içerik oluşturma “ihtiyacı”, özgünlüğün daima geride kaldığı bir yarışa döndü.

gökhan coşkun pixel art
Gökhan Coşkun

Bu konuyla ilgili endişe ne ilk ne de yalnızca bana ait. Konuyla ilgili henüz bu yapay zeka çılgınlığı hayatımıza girmeden önce 2013 yılında zamanın bir içerik pazarlama uzmanı (şimdi liderlik ve strateji danışmanı) olan Todd Wilms tarafından ele alınmış.
Yazısında içerik kirliğini önlemek için farklı alanda 3 farklı öneride bulunmuş.

  • İçerik: Hedef kitlene kulak ver, onları dinle.
  • Kanal: Doğru (aktif oldukları) kanalları belirle.
  • Bağlam: Hedef kitlenin ne zaman algılayıcı (receptive) olduğunu bil.

İlgili yazı: Forbes.com

Ancak içerik kirliliği tam olarak nedir ve farkında olmadan bu dijital çöplüğe biz de katkıda bulunuyor muyuz?

Bir marka veya içerik üretici olarak içerik stratejinizi geçici trendlere hitap etmek ve herkese benzeşmek (veya kopyalamak) yerine uzun süre boyunca güncel ve alakalı kalacak (relevant) ve faydalı olacak şekilde mi planlıyorsunuz?

Hem tüketicisi hem de her gün artan sayısıyla üreticisi olduğumuz içerik ve yarattığı kirlilikteki rolümüzü anlamak için atabileceğimiz somut adımları keşfetmek üzere konuya girelim.

dijital pazarlama bulteni abone ol blog

Üretim Çağı

İşi içerik olsun ve olmasın, herkes yapay zeka algoritmalarını kullanarak blog yazıları, sosyal medya gönderileri ve hatta videolar üretiyor, üstelik çok hızlı bir şekilde…

Bunun sonucunda ise talep fazlası içerik üretiliyor; hem de aynı konu hakkında yüzüncü, bininci ve hatta milyonuncu olmasına aldırış edilmeden…

Ancak bu içeriklerin büyük bir kısmı bir kitleyle anlamlı bir şekilde etkileşim kurmak için gereken etkiye sahip değil.

Kaliteli içerik oluşturmak zaman ve çaba gerektirir, ancak çevrimiçi ortamda güncel kalma yarışında nicelik genellikle niteliği gölgede bırakır.

Bunun sonucunda ortaya çıkan vasat içerikler ekosisteme zarar verir:

  • Kaliteyi düşürür
  • Anlamlı bilgi bulmayı zorlaştırır
  • Gerçek içerik oluşturucuların çalışmasının değerini düşürür
  • Bilgi kirliliğini artırır
  • İntihali artırır

Yapay zeka tarafından yapılan üretimin çoğalması, pazarı bilgi kirliliği ile “doyuruyor” ve nitelikli içeriğin, güneşi gizleyen zehirli bir duman gibi, hedef kitlesine ulaşmasını giderek zorlaştırıyor.

Bu da sürdürülebilir içerik pazarlamasını hiç olmadığı kadar önemli bir hale getiriyor.

Dijital Deneyime Etkisi

Peki, içerik kirliliği günlük dijital deneyimimizi nasıl etkiliyor?

Örneğin bahçecilik veya peyzaj gibi bir konuda güvenilir tavsiyeler aradığınızı düşünelim… Google arama motoru ilk sayfasında karşınıza çıkan içeriklerin birçoğu yeni bir şey sunmadan aynı ipuçlarını yeniden ele alan bir dizi makale ile dolup taşmış durumda.

Bu durum yanlış bilginin çoğalmasına ve daha fazla kişiye ulaşmasına sebep oluyor. Yakın geçmişte Google’ın yapay zekası (beta aşamasındayken) bazı kullanıcıların sorgularına akıl dışı yanıtlar* verdi ve bu yanıtların kaynağı tabi ki de internetteki içerikler…

*Google Generative Search Experience yanıtları: 1) “Böbrek taşından kurtulmak için günde en az 2 litre idrar için” 2) Kaç taş yemeliyim sorusuna ise “Günde en az minik bir taş

Veya yapay zeka ile oluşturulmuş şu podcast’i ele alalım. Belki ilginizi çektiği için dinlerdiniz ama orijinallik veya derinlik beklentiniz olur muydu bu içerikten?

Discover Daily, inovasyon, bilim ve kültür alanlarındaki en önemli başlıkları inceleyen kısa formatlı bir podcast.

Ben denedim. Podcast ve kalabalığa konuşma konusunda bir iddiası olmayan şahsıma göre çok daha etkileyici bir çıktısı var, hatta ilk başta heyecan verici geldi… Fakat 2-3 bölüm dinledikçe kendini tekrar etmeye başladı. Netice itibariyle sıkıcı ve vasat… 😒

Vasat içerik fazlalığı hem sizin zamanınızı çalıyor, hem de bu konu hakkında kaliteli içerik üretmiş kişinin emeğini…

İçerik Kirliliği & Dijital Pazarlama

İçerik kirliliği yüzünden bir insan tarafından üretilmiş özgün bir içeriğin “görünürlük” kazanmak için çok daha fazla mücadele etmesi gerekiyor.

Çünkü niteliksiz içeriklerle aralıksız bir bombardımana maruz kalan kullanıcılar, zamanla duyarsızlaşır ve bunun sonucunda pazarlama çabalarınız etkisiz hale gelir.

Bu kirliliğin sonucunda belki titizlikle hazırlanmış kampanyanız bile dijital gürültünün içinde eriyip gidiyor olabilir.

Dijital dünyada içeriğin alıcısında karşılık bulduğu 3 temel öğe; özgünlük, alaka düzeyi ve faydadır. Ben bu üçlü karışıma gizli coca cola tarifi diyorum. 🤫
Yapay zeka ile üretilen içerik, alaka düzeyi hariç, diğer ikisinden yoksun olacağı için asidi kaçmış kola tadı verecektir.

Arama motorlarının yapay zekanın sebep olduğu gürültüyü filtreleme konusunda yapabilecekleri sınırlı…

Google, yapay zeka ve otomasyon yoluyla üretilen düşük kaliteli içerikle mücadele ediyor. Sürekli algoritmalarını güncelleyerek ve iyileştirerek ancak reaktif önlemler alabiliyorlar.

Google, ben bu yazıyı yayınladıktan 2 gün sonra, 5 Mart 2024’te, spam ve düşük kaliteli sonuçları azaltmayı amaçlayan bir “çekirdek algoritma güncellemesi” yayınladığını duyurdu. (Detaylar burada.)

Bu güncelleme, anlamlı ve faydalı içeriklerin arama motorlarındaki görünürlüğünü artırmayı amaçlıyor.

Konumuzla ilgili olan kısmında bu güncellemeye dair Google şöyle diyor:

Bu güncelleme, web sayfalarının yararsız olup olmadığını, kötü bir kullanıcı deneyimine sahip olup olmadığını veya insanlar yerine özellikle arama motorları için oluşturulup oluşturulmadığını daha iyi anlamamıza yardımcı olmak için bazı temel sıralama sistemlerimizin (ranking) iyileştirilmesini içeriyor.”
google search central mart 2024 çekirdek algoritma güncellemesi

Google Çekirdek Algoritma Güncellemesi – 5 Mart 2024

Yani burada hedeflenen sayfalar bizim bu yazıda bahsettiğimiz “kirliliğe” neden olan türde… Bir anahtar kelime veya kelime öbeğiyle ilgili aklınıza gelen tüm varyasyonlara göre yapay zeka araçlarıyla eforsuzca hazırlanmış niteliksiz sayfalar.

Google, bu güncelleme ile arama sonuçlarındaki düşük kaliteli, orijinal olmayan içeriği toplu olarak %40 oranında azaltacağını ön görüyor fakat bunun ne denli etkili olacağı henüz belli değil.

Güncelleme (8 Nisan 2024): Bu algoritma güncellemesi sonrası mesela tamamen test amacıyla sadece yapay zeka içeriği üreten bir sitenin sonuçları aşağıdaki gibi:

5 Mart 2024 Çekirdek Algoritma Güncellemesi Sonrası...
5 Mart 2024 Çekirdek Algoritma Güncellemesi Sonrası…

Peki içerik pazarlaması stratejimizi geliştirirken, tüm bu olan bitene karşın, biz ne yapabiliriz?

  • İçerik kirliliğine katkıda bulunmamalıyız. (Yerlere Çöp Atmayalım)
  • Bu tür içerikleri desteklememeliyiz. (Çöp Atanları Uyaralım)
  • Sürdürülebilir içerik üretmeliyiz. (Çevreyi Koruyalım)

İçerik Kirliliğini Önleme

Tıpkı Google gibi spam ve kalitesiz içerik bombardımanından muzdarip olan Linkedin’in bile pek huyu olmamasına rağmen yine (2024) Mart ayının başında bir algoritma güncellemesi yayınladı. LinkedIn Genel Yayın Yönetmeni Daniel Roth bu güncelleme ile “evergreen” yani zamanla eskimeyen ve benzersiz bakış açısı sunan (orijinallik) türde içeriklerin akışta hızlıca kaybolmayacağını ifade etti.

Bu noktada bize düşen görev, daha çok (nicelik) değil, daha kaliteli (nitelik) içerik tüketmek veya üretmektir.

İçerik üreticisi olarak bir blog yazısı veya video hazırlarken, içerikte özgünlüğe, derinliğe ve faydaya öncelik vermeli; insan yaratıcılığına ve özgün bakış açısına yatırım yapmalı. Yapay zekayı ise elbette içeriğin bütüncüllüğünü artırmak için bir araç olarak kullanmalıyız.

Kullanıcı olarak ise ilham veren ve kaliteli içerikleri tükettiğimiz platformun algoritmasına göre olumlu sinyaller vererek, ve hepsinden önemlisi, bu tür içerikleri paylaşarak özgünlüğü destekleyebiliriz.

Sürdürülebilir (evergreen) içerik stratejileri benimseyerek geride bıraktığımız dijital ayak izindeki kirliliği azaltabiliriz.

Yapay zekanın sebep olduğu içerik kirliliğiyle, özgün ve sürdürülebilir içerik çok önemli bir unsur haline geldi.

İçerik pazarlaması - aksiyon

Sürdürülebilir İçerik

Dijital pazarlamanın sürekli değişen ve gelişen dünyasında sürdürülebilirlik yalnızca çevresel kaygılarla ilgili değil, aynı zamanda içeriğin stratejik olarak oluşturulması ve dağıtılması anlamına da geliyor.

İçerik kirliliği, niceliğin çoğu zaman bilgi kalitesini gölgede bıraktığı dijital çağın istemeden de olsa bir yan ürünü haline gelmiştir.

‘İçerik kirliliği’ne katkıda bulunmadan kalıcı bir varlık göstermek isteyen markalar için temiz bir içerik stratejisi zorunludur.

Her zaman güncel kalabilen içerik zaman içinde güncelliğini koruyarak sitenize sürekli trafik çeker ve markanızı sektörünüzde bir düşünce lideri olarak konumlandırır.

İçerik pazarlamasında sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirmek ve sürdürmek, hedef kitlenizi tam olarak anlamanın yanı sıra üretilen içeriğin kalıcı değerinden ödün vermeden güncel trendlere uyum sağlamasını gerektirir.

İçerik kirliliği veya geçici içeriğin aşırı üretimi, kitleleri bunaltabilir ve mesajınızın yankı bulmasını zorlaştırabilir. İşletmeler nicelikten ziyade niteliğe odaklanarak ve her zaman yeşil kalan materyalleri teşvik ederek bu sorunu bertaraf edebilir, ilgili bir kitleyi çekerken aynı zamanda daha sağlıklı bir dijital ortamı besleyebilir.

Evergreen İçerik Stratejisinin Uygulanması

Evergreen stratejiler, her zaman güncel kalabilen ve aylar & yıllar boyu geçerliliğini koruyan yani uzun ömürlü konulara odaklanan stratejilerdir.

Dijital pazarlamada, çevrimiçi reklamcılıktan SEO’ya, büyüme pazarlamasından (growth marketing) içerik pazarlamasına kadar birçok alanda stratejik bir öneme sahiptir. Evergreen yaklaşımın konumuzla alakasına geri dönecek olursak:

Bu tür evergreen (güncel, uzun ömürlü = yeşil) içerik stratejileri, kapsamlı kılavuzlar ve sektörünüz için temel konu ve kavramların derinlemesine incelenmesini içerir.

Bu tür içerikler kitlenize yalnızca bugün hizmet etmekle kalmaz, gelecekte de yeni okuyucular için de değerli olmaya devam eder.

Önemli olan, zamana karşı durabilen türde içerik üretmek ve böylece sürekli içerik güncellemeyi ve yeniden yazma ihtiyacını azaltarak daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir dijital pazarlama yaklaşımına sahip olmaktır.

Örneğin, bu blog yazısını yazdığım Mart 2024 itibariyle işbu konuyu ele alan Türkçe bir yazı yok fakat ben bu konunun bu andan başlayıp gelecekte de ve uzun yıllar boyunca geçerliliğini koruyacağına inanıyorum.

Sürdürülebilir içerik yazmak, sadece trendlerden veya güncel olaylardan kaçınmakla ilgili değildir.

gökhan coşkun pixel art
Gökhan Coşkun

Sürdürülebilir içerik yazmak, hedef kitlenizin karşılaştığı zamansız soruların ve problemlerin derinlemesine anlaşılmasını ve ele alınmasını gerektirir.

Bu kalıcı endişeleri kaleme alarak, sürekli olarak hedef kitlenize hizmet eden ve onları çeken bir içerik deposu (silolar) oluşturabilirsiniz.

💚 Yeşil içerik akıllı bir yatırımdır ve ilk yayınlanma tarihinden beri giderek artan sayıda trafik çektiği ve tüketildiği için uzun vadede kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar. 😉

Burası her ne kadar bir dijital pazarlama bloğu olsa da bu yazının muhatabı sadece dijital pazarlamacılar değil.

Kim peki?

Sen. 🫵🏼

Her kimsen. 👋🏻

  • ♻️ Yerlere Çöp Atma.
  • ❎ Çöp Atanları Uyar.
  • 💚 Çevreyi Koru.

Buraya kadar gelmişken bir de bültene abone olabilirsin:

Yazar Hakkında

Gökhan Coşkun

Dijital Pazarlama Uzmanı

Merhaba, ben Gökhan. 👋 Dijital Sapiens'te Google botları ve algoritması için değil, insanlar için temel ve ileri seviyede faydalı içerikler üretiyorum. Dijital pazarlamanın temelleri ve ekosistemdeki yeniliklere dair bilgimi, haberleri ve deneyimlerimi paylaşıyorum.

Tüm yazıları göster